top of page

Ne İstemediğini Bilmek!


Hayatımızın ipleri gerçekten bizim elimizde mi? Çevremizdeki insanların, sorumluluklarımızın, işlerimizin hayatımızı etkilemesine ne kadar izin veriyoruz?


Günümüzde yaş farkı olmaksızın çoğumuz, zamanının yetersizliğinden, işlerimizin yetiştirememekten ve yeterince dinlenememekten yakınıyoruz. Haksız da sayılmayız aslında. Yaşadığımız ülkenin koşullarını göz önüne aldığımızda, en basitinden çalışma şartlarının mental sağlığımıza olan kötü etkilerini engellemek için bile ülkece epey yol katetmemiz gerekiyor. Fakat şartlar böyleyken biz ne yaparsak, neyi değiştirmeye başlarsak hayatımız üzerinde daha çok kontrol sahibi oluruz?


Hangi durumun içinde olursak olalım, şartları daha iyiye götürmek için gereken güç bazen farkına varamasak da bizim içimizde. Farkına varamıyoruz çünkü olağan durumu değiştirmek bizi korkutuyor. Sonuç daha iyi olacaksa bile ''Ya elimdekini de kaybedersem?'' duygusu bizi çoğu zaman eylemlerimizden alıkoyuyor. Kötü de olsa kurmuş olduğumuz düzen içerisinde kalmak hiç bilmediğimiz bir dünyaya atılmaktan daha iyi gözükse de yerimizde saymamıza ve hayatın bize sunabileceği fırsatları kaçırmamıza sebep oluyor.

Peki ya ne istediğimizi bilmiyorsak? Yaşadığımız hayat bizi mutsuz ediyorsa ama bizi neyin mutlu edeceğini henüz keşfetmediysek ne yapabiliriz ki? Bu ne kadar dezavantaj gibi gözükse de ne istediğini bilmemek de bir insanın başına gelebilecek en büyük şanslardan bir tanesi. Ne istemediğini bilip bunları biriktirmek, bu sayede uçsuz bucaksız hayaller evreninde ne istediğini ararken yaşanan onlarca deneyime sahip olmak, olduğun yerde kalıp istemediğin bir düzende hayat enerjini tüketmekten çok daha iyidir. Hayatımızın çoğu aşamasına dönüp baktığımızda da fark edebileceğimiz gibi kendimizi asıl geliştirdiğimiz ve daha iyi tanıyabildiğimiz kısım ulaşmak istediğimiz noktadan ziyade o noktaya ulaştıran süreçtir zaten. Ne istemediğimizi fark ettiğimiz ve ne istediğimizi aradığımız bu değerli süreç de sadece bizi mutlu etmekle kalmayıp bize hep daha iyi olanı aramamızda enerji ve motivasyon sağlayacaktır. Bize bizim kontrol ettiğimiz, tadını çıkardığımız, kendi gücümüzle üstesinden geldiğimiz yaşamaya değer bir hayat sunacaktır.


Yaşadığımız her şey bize bir öğretidir. Bundan sonra kötü bir şey yaşadım diye üzüleceğimize ‘’Bu da bir deneyimdi.’’ diyerek yolumuza devam edelim. En azından denemeye başlayalım. Tabii ki kolay değil ve birden her şeyi pozitif gören insanlar olamayız. Fakat denemekten ne zarar gelir ki! Kendi hayatımızı bizim yaşamamız gerektiğini, bunun uğruna her türlü çabanın değeceğini unutmayalım!


İstemediğimiz şeylerin bir listesini yapıp cebimize koyarak asıl hayalimizi bulmaya çalıştığımız bu yolda hepinize sevgi, esenlik ve mutluluk diliyorum sevgili okurlar. Bu hafta siz de memnun olmadığınız koşulları değiştirmek adına küçük de olsa bir adım atın hayatınızda. Sabah bir saat daha erken kalkıp yürüyüş yapın, sizi üzen birine teşekkür edip ‘’Hoşça kal.’’ deyin.


Bu sizin hayatınız ve bunu siz yaşayın!












Kommentare


bottom of page