top of page

Don Miguel Ruiz'in Çok Ses Getiren Dört Anlaşma Kitabı ile Daha Bilinçli Yaşamak

Don Miguel Ruiz'in Dört Anlaşma kitabı


yıllardır çok ses getiren bir kitap olmakla beraber, hem bende hem de çevremde okuyan her kişide derin izler bırakmaya devam ediyor.Okuyanların hayatının belirli dönemlerinde sık sık okumaya devam etmesi ve her okuyuşta kitaptan farklı ders çıkarılmasıyla da biliniyor.Peki bu çok konuşulan kitapta ne mi anlatılıyor, gelin hep birlikte biraz inceleyelim.Kitapın başında anlatılanların Toltek Bilgeliğinden geldiğinden bahsediliyor.Toltek Bilgeliği ise bugün hala bir kısım Kızılderili topluluğu tarafından kullanılan bir çeşit yaşam felsefesi.Kitap bir Toltekin kendisini doğanın bir parçası olarak görmesi gerektiği ve doğal yasalara uygun şekilde yaşaması gerektiği şartından bahsediyor.Aynı zamanda Toltek felsefesinin mutluluk ve sevgiyi bulmayı kolaylıştırdığına da dikkat çekiyor.Kitap isminde bahseden dört anlaşmayı açıklamadan önce insanın algıladığı her şeyin aslında kendi varlığının bir yansıması ve ilüzyonu olduğundan bahşediyor böylece kişinin artık daha farkında bir bilinçle kendi varlığının gerçek, saf sevgi ve ışık olduğunu anlamasını sağlıyor. İnsanın kendi varlığını tanımladıktan sonra ise insanlar yıllar boyu kültürel ve çevresel inanç faktörleriyle ceza ve ödül sistemiyle nasıl kendi doğal varlık tanımından uzaklaştığını ve toplumun ondan olmasını beklediği kişi olmaya başladığından baa bahsediyor.

Peki tüm bu tanımlardan sonra kitabın asıl bahsettiği dört anlaşma nedir?



1-Kullandığın Sözcükleri Özenle Seç

Yazar bu bölümünde kelimlerin insanlarda yarattığı mucizevi etkilerden bahsediyor.Sözü iki ucu keskin kılıca benzeterek, en güzel riyayı da en kötü kabusu da yaşatabileceğinden bahsediyor.Bu bölümde en beğendiğim metafor ise sözü tohuma benzetmesi, insanlara aktardığımız sözlerin bir tohum gibi gelişip , kökleşebileceğinden ve onların hayatını etkileyeceğinden bahsediyor.


2-Hiç Bir Şeyi Kişisel Algılama

Yazar bu bölümde kişilerin toplumun onay ve kabulünü alma uğraşında olduğunu düşündüğü için her sözü ve düşünceyi kişisel algıladığından bahsediyor ve şöyle ekliyor, kişi eğer kendisini çok iyi tanır ve bilirse hiç bir düşünceyi kişisel algılamaz ve kendisini etkilemesine izin vermez.



3-Varsayımda Bulunma

Yazar varsayımlarda bulunmanın kişide çok büyük duygusal zehir oluşturacağından bahsediyor. Aynı zamanda bu varsayımların kişinin kendini her koşulda reddetmesine sebep olacağını düşünmekte ve varsayımlarda bulunamam için çevremizdekilerle iletişimimizde açık olmalı ve soru sormamız gerektiğini söylüyor.


4-Daima Yapabildiğinin En İyisini Yap

Bu bölümde koşul ve durumlara bağlı olarak her zaman elimizden gelenin en iyisini yapmamız gerektiği vurgulanarak, böylelikle kendimizi kabul edebilir ve hatalarımızın farkına vararak onları düzeltebilme şansını elde edebileceğimizden bahsediliyor.



Umarım bu dört anlaşmayı hep birlikte uygulayıp, hayatımızda pratik edebiliriz:)



Comments


bottom of page