top of page

Neden Unuturuz?

Yeni güne başladığımız her zamanda bir önceki günden hatırladıklarımız ile hayatımıza devam ediyoruz. Peki ya bu süreç olmasa idi ne olurdu ve ne yapardık? 

   Unutkanlığın sebeplerini analiz edebilmek için hafızayı oluşturan üç temel evreye göz gezdirmek lazım. Bunlar; İlk kodlama evresi, uzun erimli bellekte depolama ve bilgiyi geri hatırlatma. Bir enformansyon ile karşılaşıldığı zaman dikkat ve konstrasyonun nasıl yönetildiği çok önemli. Ne kadar yoğunlaşılırsa hafızaya yazılma kalitesi ve uzun erimli bellekte depolanma şansı da o oranda artış gösteriyor. Diğer taraftan bakılacak olursa uzun erimli bellekteki bunlar aslında sadece yaşanan olayların bir özeti ya da o olaydaki önemli kısımlardan biri. Bu nedenle bir anının sadece belirli bir bölümünü ya da sadece ana hatları ile hatırlıyoruz. Örnek verilmesi gerekirse; bir yıl önce okunan bir kitap şu anda özetlemeye çalışılırsa olayların birbirine olan bağlantıları arasındaki bölümlerin çoğunun unutulduğu görülür, buna rağmen olayın ana hatları yani genel bir özeti hala hatırlanmaktadır. 



Hatırlamayan Adam 

   MİT sinirbilim uzmanı Suzanne Corkin’in uzun yıllardır üzerinde inceleme yaptığı hastası Henry Gustav Molaison, bilim dünyasında hatırlanmayan adam olarak ünlenmiştir. Bilim insanları ona kısaca HM olarak hitap ediyorlar. Corkin, HM’le o kadar fazla bir zaman geçirdi ki hayatına ilişkin tüm detayları biliyor idi. Oysa hasta olan kişi onun kim olduğunu bile bilmiyordu. 

   HM Tıp literatüründe en fazla süre araştırılan insan unvanına sahiptir. Hayatının 53 yılı boyunca çeşitli uzmanların kendisi üzerinde birtakım testler yapması ve araştırmalar ile geçti. Onunla mülakat yapan ve bilimsel araştırmalar yürütenlerin miktarı ise 100’ü geçmiştir. Öyle ki hafıza alanında yapılan keşiflerin çok büyük bir bölümü HM sayesinde bulunmuştur. Öncesinde hafıza konusunda bilinenler çok sınırlı miktardaydı. 

   HM üstünde yapılan araştırmalardan önce, hafızanın tamamı kaybedildiği takdirde bile zekanın bu durumdan etkilenmediği düşünülmekte idi. Oysa onun algısal kusurları ve dil becerilerinde görülen eksiklik, hafızanın zeka konusunda oldukça önemli bir rol üstlendiği sonucuna varıldığını gösterdi. 

   HM’de hiç psikiyatrik semptom görülmedi. Benzeri görülmeyen bir hafıza kaybını hariç tutarsak oldukça sağlıklıydı. Hiç depresyona girmedi. Hm’nin hafıza sorunu, gençlik yıllarında yaşadığı epilepsi nöbetlerine çözüm aradığı sıralarda başlangıç gösterdi. Tedavi yöntemleri başarısız olduğu için deneysel operasyonlara gitmek için gönüllü oldu. Operasyonda HM’nin hipokampusu ve onu çevreleyen korteksin tamamı çıkartıldı. Sonrasında nöbetlerin sayısında çok ciddi bir azalış görüldü. Epilepsi nöbetleri konusunda çok büyük bir başarı olmasına rağmen, geçirdiği operasyon sonrasında uzun erimli belleğin faaliyetlerinin tümüne son verilmiş oldu. Gündelik işlerini yapıyor ama hayatına kaldığı yerden devamı sağlayamadığı için sosyal ilişkiler kurmada büyük sorunlar yaşıyordu. Yaklaşık 15 dakikalık bir periyot içinde aynı şeyleri tekrar etme durumu içindeydi. Bunu yaparken aynı sözcükleri sürekli kullanıyor, aynı ses tonunu vurguluyor ve tekrar ettiği görevi tıpatıp aynı şekilde gerçekleştiriyordu. Tabi ki bu durum içinde tekrar ettiğini bilmiyor, her seferinde sanki bu olayı ilk kez yaşıyormuş hissi vardı. İnsanlar tanışmış olsa bile bir süre sonra nereden tanıdığını çıkaramıyordu. Bu nedenler çevresinde gördüğü tüm herkese dostça davranıyor, ayırt etmeden herkese güvenme seçeneğini kabul ediyordu. Tek hobisi ile bulmaca çözmekti. Tüm kelimeleri hatırlamanın onu iyi hissettirdiğini düşünüyordu. 

   HM, hipokampusunun çıkartılıp alınması yüzünden artık hiçbir zaman yeni anılar kuramadı. Ancak öncesindeki anılarının bir kısmını ise gayet iyi hatırlıyor, beyninde anlamsal bilgiye erişim devam ettiği için mesela, borsadaki çöküşü ya da İkinci Dünya Savaşı’nı zihninde sanki bir film izlermiş gibi görüp ifade edebiliyordu. Ayrıca araştırmacıların yaptığı araştırmalar sonucunda HM’nin kısa bir süre için bile olsa yeni beceriler öğrenebildiği görüldü. Böylece becerilerin saklanabildiği örtülü bir belleğe sahip olduğunu insanlık anlamış oldu. 



Unutmayı Seçmek 

   Bir diğer unutma yöntemi ise yönlendirilmiş unutma olarak geçiyor. Bu unutma şeklinde ise bilinçli olarak bir seçim söz konusudur. 


Kronik Unutkanlık 

   Kronik unutkanlık olarak da anılan amnezi bazen kendiliğinden de oluşur, bazen ise kaza ya da hastalık gibi durumlarda ortaya çıkar. 


Anlamsal Bellek Yitimi 

   Hafızaya kaydedilmiş bilgilere erişimin durması anlamına geliyor. Temporal ve frontal loblarındaki nötronların azalması sonucunda, bu bölgede performans azalıyor ve yaşanılan dünya hakkında beynimizde oluşturduğumuz bilgiler yavaş yavaş kayboluyor.



      

Son Yazılar

Hepsini Gör
Adalet ve Güç Üzerine

Adalet  Adalet nedir? Nerden ortaya çıkmış ve insanlar buna neden ihtiyaç duymuştur? Genel geçer bir adalet anlayışı mümkün müdür? Bundan...

 
 
 

Comentarios


bottom of page