top of page

Mimesis-Katharsis


Bu kavramlar başta Türkçe'miz olmak üzere birçok alanda çeviri ve günlük konuşmalar vesilesiyle farklı olgulara değişmiş ve dönüşmüşlerdir. Lakin bu kavramların oluşumuna ve ortaya atılışına Aristoteles ve Platon öncülük etmiştir. Mimesis kavramına basitçe ''taklit'', katharsis kavramınaysa ''arınma'' denilebilir. Peki ya bu kavramlar için sorulacak sorular. Sanat eserinin esas görevi gerçeği olduğu gibi yansıtmak mıdır? Ve sanatçı, eserine gerçekliği olduğu gibi yansıtabilir mi yoksa kendinden bir şeyler katmalı mı?

Kavramların doğuşu

Sanat genel anlamda insan duygu ve düşüncelerinin uyumlu ve ahenkli bir şekilde olguyla buluşmasıdır. Eserler icra edildiği dönemin manevi ve maddi unsurlarıyla bezeli ve o derece değerlendirilebilirdir. Platon ise sanatın imgelemlerim yeniden imgelenmesi ve bir yansıma olduğunu dile getirmiş ve bu kanıya ulaşmasında doğanın bir sanısı ve yahut aldanması olduğunu ''Devlet'' eseriyle ifade etmiştir. Sanatsa insanla var olmuş ve onun bir ürünü haline gelmiştir. Estetik yansıtmalar ve bu kaygılar insanda sanatla buluşmuştur. Sanat aynı zamanda bir bilgilendirme ve toplumsal paylaşım ürünüdür. Birçok düşünür de bilim ve sanatı aynı çabada birleştirmiş fakat yöntemlerini farklı dile getirmiştir. Estetik ise güzelliğin oluşturulması ve değerlendirilmesiyle ilgilenmektedir.



Aristo Poetika'sı

Aristo bu eserine sanat kavramını açıklayarak başlar ve bunun şiir gibi taklitten doğduğunu savunur. Taklit etme ve bundan haz duyma insanın doğasında vardır. Aynı zamanda ritim ve yineleme de insan doğasının bir özelliğidir ve bunu öğrenerek, öğrenmekten zevk duyarak gerçekleştirir. Aristotales sanatları birbirinden ayırırken neyin taklit ediliğine vurgu yapar. Tam olarak burada mimesis devreye girer. Mimesis özelinde doğanın ve insan davranışlarının sanatta ve edebiyatta yeniden ele alınması ve taklit edilmesidir. Yani gündelik taklit kavramından uzak aslında hayatın ve doğanın temel alınmasıdır. Asıl olarak yansıtma veya öykünme anlamlarındadır. Aristotales bu kavrama bakış açısını: ''Şiir sanatı, genel olarak varlığını, insan doğasında temellenen iki ana nedene borçlu gibi görünüyor. Bunlardan birincisi, öykünme içgüdüsü olup, bu, insanlarda doğuştan vardır; insanlar, bütün öteki canlılardan özellikle öykünmeye olağanüstü yetili olmalarıyla ayrılır ve ilk bilgilerini de öykünme yoluyla elde ederler.İkincisi, bütün taklit ürünleri karşısında duyulan hoşlanmadır ki bu insan için karakteristiktir.'' şeklinde açıklar. Aristotales'e göre güzellik ideası var olduğu için sanat eserleri sanat değeri kazanmıyor aksine sanat eserleri var olduğu için güzellikten söz edebiliyoruz. Söz ettiğimiz bu özellik ritmik ve harmonik güzellikle bağdaşarak bize öykünmenin doğadan kaynaklanması gerektiğini ortaya koyuyor. Mimesis doğduğu günden beri insanlığa kaynak olmuştur. Bu kavram aslında günümüzde birçok yenilikte var olmayı sürdürmektedir. Örneğin nanoteknoloji bu kavramı kullanarak üretime başlamıştır. Nanoteknolojik kumaşlar, helikopterler, radar ve sonar sistemi, araçlarda kullanılan süspansiyon sistemleri, kamera lensleri doğanın birer taklidi gibidir.



Katharsis Kavramı

Arınma, fiziksel temizlenme ve saflaşma; manevi olarak ise ruha haz veren herhangi bir uğraşta bulunma eylemidir. Katharsis(arınma) sanat felsefesinin temel kavramlarındandır. İlk defa kullanılışı Aristoyla gerçekleşirken ona göre arınma tragedyayla mümkün olabilir, kişiyi özgür kılar ve dolayısıyla olaylara, zihinsel sürece yapılan akılcı yolculuktur.(İbrahim UZUN,Aristotales'in Katha...)


Doğanın ve insanın varoluşu bir bütündür, sanatsa bu bütünlükten yola çıkar. Siz de bu kavramları hayatınızın birçok anında bilmeseniz dahi yaşayarak bir yerlere koymuşsunuzdur. Aristotales ve Platon bu kavramları her ne kadar anlamlandırıp yaşama dahil etmişlerse de bizler şuanda bu sistemleri kullanıyor ve bilimle sanatı perçinleyebiliyoruz. Muhabbetle...


Comentarios


bottom of page