top of page

Kendimce İncelemeler; Hayvan Çiftliği

Beş seneden sonra tekrar okuduğum ve ikinci defasında satır aralarını daha iyi anladığım için kafamı uzun süre meşgul eden bu kitap, sanırım her okuduğumda beni etkilemeyi başaracak.



Kitap okurken hep aklımdan planlarım sonra neyi okuyabilirim diye ve genelde okuduğum kitabı tekrar okumak istemem, zira okunmayı bekleyen milyonlarca kitap var. Sanki diğer kitaplara haksızlık yapıyormuşum gibi gelir. Bu kitabı tekrar okuma düşüncesi Hayvan Çiftliğini arkadaşımın elinde görünce kafama girdi. Çünkü aynı kitabı farklı gözlerden okuyup üzerine tartışmak en sevdiğim şeylerden biri.



Kitap hakkında çok bir bilgi vermek istemiyorum. Çünkü özet gibi kısa bir kitap ama anlamı derin olan türden. (Tabi bir de herkesin okumasını isterim)

Yine de özet geçmek gerekirse, Beylik Çiftliğinde yaşayan hayvanlar Koca Reis'in gördüğü bir rüya üzerine devrim üzerine düşünmeye başlarlar. Koca Reis'in ölmesi ve sahiplerinin onları kırbaçlaması da bu başkaldırı düşüncesini güçlendirir. Sonunda insanlardan, hiçbir şey üretmeden sadece tüketen insanlardan kurtulmuşlardır. Yönetim eşit bir biçimde tüm hayvanlara kalmıştır.



Tabi bunlar sadece iyi günlerdi. Başlarda tüm hayvanlar çok mutluydu, yoruluyordu ama kendileri içindi bu, açgözlü insanları doyurmak için değildi. En önemli motivasyonları buydu. Kendilerini geliştiriyorlardı, yoruluyorlardı ama yine de devam ediyorlardı. Çünkü tüm hayvanlar eşitti. Örneğin süt sağılıyordu ve tüm hayvanlara eşit olarak dağıtılıyordu, yine de artıyordu. Fazlası ne olacaktı?



Kitapta domuzlar ön planda. Çok zeki resmedilmişler, okuma yazmayı eski bir kitaptan öğreniyorlar ve yedi kural yazıyorlar çiftliğe. Bunlardan biri de tüm hayvanların eşit olduğu. Ne var ki kitabın sonuna doğru bu yedi kuralın da biraz değiştirilmiş (?) olduğunu görüyoruz. Örnek vermek gerekirse kurallardan biri hayvanlar insanlara benzememek adına asla onlar gibi kıyafet giymeyeceklerdi, onlar gibi yataklarda yatmayacaklardı. Kitabın sonuna doğru domuzların yatakta yattığını gören diğer hayvanlar buna isyan ediyor. Açıklama ise söyle, 'Biz size yatakta yatmayacağız demedik, çarşaflı yatakta yatmayacağız dedik. Biz battaniye üzerinde yatıyoruz. Hem bize de yazık değil mi? Sizin o kadar çabalıyor bu domuzlar!' (Nedense şu noktada aklıma şu söz geldi, çalıyor ama en azından çalışıyor :D )



Kitabın sonunda duvardaki yazımız değişiyor. Tüm hayvanlar eşittir, ama bazı hayvanlar ötekilerinden daha eşittir.

Not: Kitabın önsözünde okuduğuma göre bu kitap aslında bir komünist düzen eleştirisiymiş ve kitapta karşımıza çıkan Napoleon adlı domuz aslında Stalin'i temsil ediyormuş. Ben bunu kitapta sezebildim, arkadaşıma göreyse kitap şu anki Türkiye'ye benziyormuş.

Son Yazılar

Hepsini Gör
Adalet ve Güç Üzerine

Adalet  Adalet nedir? Nerden ortaya çıkmış ve insanlar buna neden ihtiyaç duymuştur? Genel geçer bir adalet anlayışı mümkün müdür? Bundan...

 
 
 

Comments


bottom of page