Kendimce İncelemeler- Mamma Mia Here We go Again
- Irem Ercan
- 16 Haz 2019
- 2 dakikada okunur
Mamma Mia’nın ilk filmini 2016’nın depresyon kısmında izlemiştim ki bu kasım-aralık aylarına tekabül ediyordu. Üniversitenin audiovisual kısmında Babam ve Oğlum izleyerek hunharca acıma acı katıyordum.(sahi insan neden bunu niye yapar? ) Bölüm sorumlusu Ayşe Hanım muazzam biri ve farketti. Müzikal film izlemeyi önerdi ki ben müzikal filmlere bayılırım. Mamma mia’yı o zaman izledim ve gerek müzikleri gerek kurgusuyla uzun süre etkisinden çıkamadım. Kendime getirmişti beni. Öyle ki ikinci filminin geleceğini öğrendiğimde fazlasıyla sevinmiştim.

İkinci filminin tabi ki birinci kadar etkileyici veya güzel olmasını beklemiyordum fragmanından dolayı ama izlediğimde ne tepki vereceğimi bilemedim. Olaylar çok oldu bittiye getirilmiş.
**spoiler alert**
Film, Donna’nın ölmesi ve kızının oteli tekrar canlandırması ve açma girişimleriyle başlıyor. Üç babasından bir tanesi olan Sam adaya yerleşmiş kızı Sophie’ye yardım ediyor. Donna’nın en yakın arkadaşları da açılışa geliyor. Kısacası tüm kadro açılışta toplanıyor.

Tüm olayları filme sığdırmak tabi ki kolay değil ama çok üstünkörü ve duygusuzca verilmiş olaylar. Mesela Donna’nın annesi rolünde Cher geliyor. Kızıyla yıllardır konuşmuyor ve kızı ölmüş. Birden hiçbir şey olmamış gibi torunun açılış törenine gelmesi. Hiçbir açıklama olmadan? Tuhaf. Donna ve annesinin neden küs olduğu veya yıllardır konuşmadığı da kafamızda soru işareti olarak kaldı. Tabi bir müzikal-komedi filmi. Mantık aramak saçma ama kendimi tutamıyorum bazen.

Her şeye rağmen gençliklerini oynayan oyunculara bayıldım. Özellikle Sam,Harry ve Donna’nın. Tabi Tanya ve Rosie’nin gençliğini de es geçemeyiz. Tanya gerçekten kendi gençliği gibi oynamış. Hem tip hem de davranış bakımından çok başarılı bir performanstı. Böyle flashback içeren filmleri ve dizileri seviyorum.

Seçilen müziklere gelinirse yine çok başarılı. İlk filmde sanki tüm bu ABBA şarkıları bu şarkı için yazılmış gibi hissetmiştim. İkinci filmde o kadar hissetmesem de yine şarkılar ve dansları büyüleyiciydi. Şu iki filmi bence çekici yapan şey oyuncuların ve filmin enerjisi. Ne kadar üzücü olursam olayım ben izlediğimde bir enerji doluyorum. Mutlu ediyor kısacası.
not: sondaki super trouper en beğendiğim performanstı. Özellikle filmin sonunda şarkının ”Light are gonna find me” demesiyle spotun size çevrilmesi. Çok güzel bir detay. Merak edenler için o kısmın linkini ekliyorum. ( https://www.youtube.com/watch?v=SXwEDKVpNxs )

Filmi ilk filmi kadar beğenmesem de başarılı bir filmdi bana göre. Türkiye’de vizyon tarihini kaçırdığım için maalesef internette Çince altyazılı izlemek zorunda kaldım. Gerçekten üzücü çünkü beklediğim bir filmdi. Yine de anlaşılırdı. – ingilizcesi tabii-
Bu filmin üçüncüsünün gelmeyeceğini tahmin ediyorum. Gelmesini de istemem çünkü oyuncu kadrosu çok iyiydi ve herkes çok iyi uyum sağlamıştı. Ama şimdi hepsi yaşlanmış. Zamana meydan okumaya çalışsalar da ne kadar okuyabilirler ki? Yeni bir kadroyu da ben istemem izlemek herhalde.
Bu tarz bir kaç enerji veren güzel filmlere ihtiyacım var. Önerilerinizi bekliyorum büyük bir hevesle.
Sonraki yazıya kadar sevgiyle

Commentaires